Bekilli’de Susuz Tarımla Yetişen Üzümün Hasadı Başladı
Denizli’nin Bekilli ilçesinde, iklimsel özellikleri nedeniyle Türkiye’nin üzüm üretim merkezlerinden biri olan bölgede, susuz tarımla yetişen ve kalitesiyle ünlü üzümün hasadına başlandı. İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, Bekilli Kaymakamı Muhammet Öztürk ve Yeşiloba Mahalle Muhtarı Halil Karagöz’ün de katıldığı hasat etkinliğinde, bölgenin üzüm üretimine uygun iklim ve toprak yapısına sahip olduğu vurgulandı.
Üretim ve Ekonomiye Katkı
Türkiye’de üzüm üretiminde 4. sırada yer alan Denizli’de, 2023 TÜİK verilerine göre 31 bin 205 hektar alanda 160 bin 666 ton ürün elde edildi. Bekilli ilçesinde ise 3 bin 350 hektar alanda 8 bin 425 ton ürünün hasadı yapıldı. Susuz tarımla üretilen üzümlerin şeker oranının yüksek olması, kalitesini artırıyor ve pekmez, sofralık ve kurutmalık olarak değerlendiriliyor.
Bölgesel Önemi
Bekilli üzümünün, bölge halkı için önemli bir geçim kaynağı olduğunu söyleyen Yeşiloba Mahalle Muhtarı Halil Karagöz, üzüm yetiştiriciliğinin alternatif tarım faaliyetleri olmasına rağmen vazgeçilmez olduğunu belirtti. Yerel üreticilerle işbirliği yaparak bölgenin gelişimine katkıda bulunmayı amaçladıklarını ve bagbozumu etkinliğinin yerel üreticileri bir araya getirdiğini ifade etti.
İklimsel Özellikler
İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, Bekilli bölgesinin iklim ve toprak yapısının üzüm üretimine uygun olduğunu vurguladı. Bölgede ağırlıklı olarak Çal karası ve İri kara çeşitlerinin yetiştirildiğini ve hasadın ağustos ayı başlarında başladığını belirtti. Sektörel üzümlerin 15-20 TL, sofralık üzümlerin ise 20 TL’den alıcı bulduğunu ifade etti.
Yerel Kültür ve Geleneği
İlçe Kaymakamı Muhammet Öztürk, Bekilli üzümünün özel lezzet ve aroma profilinin, su kaynaklarının azlığından kaynaklandığını söyledi. Yüzyıllardır süregelen üzüm yetiştirme geleneğinin, yerel halk arasında bir üzüm kültürü oluşturduğunu vurguladı. Bekilli üzümünün, bölgenin doğal özellikleri, iklimi ve tarımsal bin yıllık deneyimi sayesinde benzersiz bir lezzet sunduğunu ve kırsal yaşamın sürdürülebilirliğine katkı sağladığını belirtti.